Yapay resifler; deniz canlıları için yeni tip habitatlar oluşturmak veya mevcut habitatları korumak ve geliştirmek amacıyla deniz dibine yerleştirilen yapılardır. Yapay Resif kümeleri oluşturmanın başlıca amaçları; küçük balıkçılığı desteklemek, biyolojik çeşitliliği arttırmak, yasadışı balıkçılık operasyonlarını engellemek, çeşitli nedenler ile kaybolmuş veya zarar görmüş habitatların eksikliğini gidermektir.
İlimiz Marmara Denizi Prens Adaları ve Avrupa Yakası Bölgesi’nde;
– 2019 yılında Kınalıada’nın kuzeyinde yer alan lokasyona ilk etapta 60 adet yapay resif bloğu,
– 2020 yılında Kınalıada ve Burgazada-Heybeliada’da belirlenen lokasyonlara 420 adet Yapay Resif ve 36 adet Anti-Trol Resif bloğu,
– 2021 yılında Sarayburnu açıklarında belirlenen lokasyona 30 adet Yapay Resif ve 3 adet Anti-Trol Resif bloğu,
– 2022 yılında Burgazada-Heybeliada’da bulunan lokasyona 60 adet Yapay Resif, Sarayburnu Açıklarında bulunan lokasyona da 90 Adet Yapay Resif atımı gerçekleştirilmiştir.
Böylece toplamda bugüne kadar 660 adet Yapay Resif ve 39 adet Anti-Trol Resif atımı yapılmıştır.
Projenin devamı kapsamında;
Sarayburnu Açıklarında bulunan lokasyona 120 adet Yapay Resif, Heybeliada-Büyükada arasında bulunan lokasyona da 630 adet Yapay Resif Ünitesi ve 56 adet Anti-Trol Ünitesinin deniz altına yerleştirilmesi planlanmıştır.
Böylece toplamda 1.410 adet Yapay Resif Ünitesi ve 95 adet Anti-Trol Resif atımı tamamlanmış olacaktır.
Planlanan ve hayata geçirilen yapay resif alanlarının öngörülen faydayı sağlayıp sağlamadığını belirlemek amacıyla yerleştirme çalışmalarının ardından; İstanbul Üniversitesi Su Bilimleri Fakültesi ile yapılan protokolle aylık periyotlar halinde izleme çalışmalarının yapılması planlanmıştır.
Bu amaçla; Kınalıada ve Burgazada-Heybeliada yapay resif alanında izleme çalışmalarının ilk fazı 01.07.2021- 31.12.2021 tarihleri arasında, 2. fazı da 01.02.2022-31.10.2022 tarihleri arasında olmak üzere fizikokimyasal, biyoçeşitlilik ve balıkçılık açısından değişimlerinin değerlendirilmesi yapılmıştır.
Buna göre, İstanbul Üniversitesi Su Bilimleri Fakültesi tarafından yapılan izleme çalışmasına ait bir yıllık sonuç raporunda; izleme çalışmasının ilk fazında 9 tür balık tespit edilmişken, ikinci fazda balık tür sayısının 4 türe düştüğü görülmüştür. Buna karşın, ilk fazda tespit edilen 17 bentik türün, 20 türe yükseldiği belirlenmiştir. Balık tür sayısındaki düşüşün hem fırtınalı uzun kış mevsiminden hem de müsilaj etkisi ile yeni bireylerin stoğa katılımında yaşanan muhtemel olumsuz etkilerden kaynaklandığı belirtilmiştir.
İstanbul Üniversitesi Su Bilimleri Fakültesi tarafından oluşturulan izleme çalışmaları sonuç raporunda;
İzleme çalışmasının ilk fazında; 11 familyaya ait 9 tür balık, bentik canlılardan da 9 familyaya ait 17 tür gözlenmiştir. Tespit edilen türler arasında; kırlangıç, istavrit, isparoz, lapin, kaya balıkları gibi birçok balık ile deniz patlıcanları, deniz yıldızları ve anemonların yer aldığı,
İzleme çalışmasının 2. Fazında; müsilaj felaketinin etkilerinden yavaş yavaş kurtulan ve yoğun fırtınalı bir kışın etkisini yaşamış yapay resiflerde balık tür sayısının önceki izleme dönemine göre düştüğü, bununla beraber bentik canlı çeşitliliğinde artış olduğu belirtilmiştir.
Tüm çalışma boyunca her iki alanda toplam 24 tür canlı tespit edilmiş olup, bunlardan 4 türün balık, 20 türün bentik canlıdan oluştuğu bildirilmiştir.
Kınalıada yapay resif alanında 4 familyayı temsilen 4 tür balık, 8 filumu temsil eden 11 tür bentik canlı tespit edilmiştir. Balık tür sayısı düşük olmakla beraber tespit edilen türlerin yerleşik özellik gösterdiği, sadece istavrit türünün gezici olduğu ve sürü halinde yapay resifler etrafında bulunduğu belirlenmiştir. Bentik canlılar arasında özellikle tuniklerin neredeyse tüm yapay resif bloklarının üzerini kaplayacak kadar yoğun bir yerleşim gösterdiği tespit edilmiştir.
Burgazada-Heybeliada yapay resif alanında 3 familyaya ait 3 balık türü ve 9 filuma ait 19 bentik tür kaydedilmiştir. Balık türlerinin resif blokları arasında yerleşim gösterdiği ve tüm süreç boyunca gözlendiği kaydedilmiştir. Bentik çeşitliliğin oldukça yoğun olduğu ve hızlı gelişim ve değişim gösterdiği bu alanda, bentik canlıların bazılarının resif bloklarını üreme alanı olarak kullandığı da bildirilmiştir.
Ayrıca raporda; “Bunların yanı sıra, yapay resif kümelerinin iç ve blok arası kısımlarında pinaların (Pinna nobilis) tespiti mümkün olmuştur. Akdeniz’de hastalık sebebi ile stokları çökme aşamasına gelen ve sadece Çanakkale Boğazı’nın kuzey kıyılarında ve Marmara Denizi’nin güney kıyılarında sağlıklı bireylerine rastlanan ekolojik önemi yüksek türün genç bireylerinin yapay resif alanlarında tespiti oldukça önemlidir. Hem korunma hem beslenme hem de üreme imkanları buldukları ortadadır. İstanbul yapay resif alanını oluşturması planlanan alanlarda yapılan ön çalışmalar sırasında hiçbir bireyine rastlanmayan pinaların, yapay resif yerleşiminden sonra bölgede nasıl bir popülasyona sahip olacağı, sağlıklı olma durumları ve hastalıktan etkilenip etkilenmeyecekleri de ayrıca incelenmelidir. Akdeniz’de çöken pina stoklarının tekrar sağlıklı duruma getirilmesinde İstanbul yapay resif alanındaki bu yeni popülasyona faydalı olabilir ve bu durumun değerlendirilmesi gerekmektedir.
Yine; yapay resiflerin yerleştirilmesi sırasından başlayarak 1 yıl boyunca etkin olan müsilaj felaketinin etkisi altında kalan ve henüz bu etkiden yeni kurtulmaya başlayan yapay resif alanlarında özellikle ekolojik dengenin sürdürülebilirliğini sağlayan bentik canlılarının tür sayılarının ve yoğunluğunun artışı önemlidir. Yapay resifler oluşturdukları habitat ile müsilaj gibi bir felaketin izlerini ortadan kaldırmak açısından önemli bir rol oynamıştır. Bölge gerek değişken ve kuvvetli akıntılar, gerek yaşanan müsilaj felaketi ve gerekse de kuvvetli fırtınaların yaşandığı bir dönemde birçok canlı türüne ev sahipliği yapmaktadır ancak dönemsel olarak görülen istavrit, kırlangıç gibi balık türlerinin birey sayılarının daha da artmasının zaman alacağı açıktır. Sağlıklı bir ekolojik dengenin olmasının bu beklentiyi daha kısa vadede gerçekleştirebilir ancak, Marmara Denizi’nde yaşanan kirlilik ve değişken fiziksel şartlar sebebi ile bu beklentinin gerçekleşmesi biraz zaman alacaktır.” şeklinde belirtilmiştir.
Sonuç olarak; yapay resifler üzerindeki biyoçeşitlilik artışı, Marmara Denizi için önemli bir gelişme sağlamış olup, yapay resiflerdeki canlılığın her geçen gün artması beklenmektedir.
Proje ile barınma ve üreme alanı sağlanarak sürdürülebilir balıkçılığa ve biyoçeşitliliğe önemli katkı sağlanacaktır.
Proje çalışmalarına tüm hızıyla devam edilmektedir.
EKOLOJİ
23 Kasım 2024BAHÇE BİTKİLERİ
23 Kasım 2024BAHÇE BİTKİLERİ
23 Kasım 2024BAHÇE BİTKİLERİ
23 Kasım 2024BAHÇE BİTKİLERİ
23 Kasım 2024BAHÇE BİTKİLERİ
23 Kasım 2024BAHÇE BİTKİLERİ
23 Kasım 2024Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.